BİZ GÜZEL BİR ÜLKE MİYİZ, İNSANLARIMIZ GÜZEL BİRER İNSAN MI VE GİTTİĞİMİZ YOLUN SONU AYDINLIK MI? - FETHULLAH TOPAL

TEKİRDAĞ ÇORLU AHİ EVRAN LİSESİ'NDE YAŞANAN OLAYDAN HAREKETLE SOSYOLOJİK BİR TOPLUM OKUMASI DENEMESİ

Tekirdağ Çorlu Ahi Evran Lisesi olduğu iddia edilen okulun içerisinde bir sınıf ortamında çekilmiş olan, gizlice çekilmiş olan bir video da öğrencilerin öğretmene karşı ne kadar lakayıt ve laubali olduklarını, davrandıklarını hep beraber gördük. Bu tablo karşısında bu videonun altına gelen yorumlar da "öğretmen öğrencilere niçin bir şey yapmıyor" tepkilerine şahit olduk. Sınıftaki öğretmen adına, sınıftaki öğrenciler adına, okul adına, haddizatında ülkemiz adına çok üzüldük. Ve kendimize şu soruları sorduk: Biz güzel bir ülke miyiz, insanlarımız güzel birer insan mı ve gittiğimiz yolun sonu aydınlık mı?

Biz güzel bir ülkeyiz, insanlarımız güzel birer insan; fakat gittiğimiz yol çıkmaz sokak!

Eskiler eğitimde evvela edebin, saygının gerekli olduğuna inanmışlar ve bu konunun ehemmiyetini vurgulamak için şu şekilde buyurmuşlar:
Vardım ilm meclisine, ettim ilm talep,
Dediler ilm sonra gelir, illa edep illa edep.

Maalesef bugün ilim meclisleri olan eğitim yuvalarında, ilimden önce öğretilmesi gereken edep es geçilmekte ve bu es geçilen, öğretilmeyen değerlerin eksikliği, bu değerlerin eğitimde olmayışı tüm eğitim süreçlerini olumsuz biçimde etkilemektedir.

Öğretmenlerin elinden her imkanı almak suretiyle, eğitimin geliştirilebileceğine inanan ve öğrenciye, veliye her türlü hak verildiğinde eğitim kalitesinin artabileceğini düşünen tüm programları ve eğitim sistemini de yine bu paradigmalar üzerine kurgulayan kişiler niyetleri halis olsalar bile akıbeti kestiremedikleri için maalesef yanlış yapmaktadırlar.

Basiret ve feraset sahibi olmak; sezgiler ve öngörüler ile kararlar almak, geçmişin zenginlikleri ile çağın imkânlarını senkronize bir biçimde ilerletmek elbette meşakkatli bir iştir. Geçmişi, geçmiş eğitim tecrübelerini topyekun körü körüne kabul etmek ne kadar yanlış ise Nurettin Topçu Hoca'dan ilhamla söyleyecek olursak pirelerden kurtulmak için yorganı hatta tüm evi yakmakta, geçmiş eğitim politikalarını o politikalarda odak noktası olan değerler eğitimini, edebi es geçmekte o kadar yanlıştır.

Modern çağa entegre olmak adına, sınırsız özgürlüğün insanı mutlu edebilecek yegane yaşam biçimi olduğu inancını benimsemek toplumumuza ve geleneklerimize uymamaktadır.

Geleneklerimizden bahsetmişken çağımızda öğretmene ve büyüğe toplumumuzun bakış açısını da bilmemiz gerekiyor. Elbette her tez kendi antitezini oluşturur. Biz şimdi tutup topyekün öğretmenin değerini hiç kimse bilmiyor dersek büyüğe saygı hiç kalmadı dersek aksini iddia edenler ve bu saygı ve kıymeti bilenlerin olduğunu söyleyenler çıkacaktır ve haklıdırlar. Ama tüm bunlara rağmen geçmişe nazaran bu kıymetin ve saygının azaldığını söylemek mümkündür.

Girizgah da sorduğumuz soruya 2. paragrafta cevap vermiştik: Biz güzel bir ülkeyiz, insanlarımız güzel birer insan; fakat gitdiğimiz yol çıkmaz sokak! Eğer bu toplum, bu millet tarih boyunca oluşturmuş olduğu geleneklerini, değerlerini bu şekilde hunharca değersizleştirmeye devam ederse maalesef sorunun müspet olan diğer kısımları da değişecek insanlarımız birer iyi insan olmaktan uzaklaşacak ve son raddede ülkemiz güzel bir ülke olmak payesini kaybedecektir.

Demek ki iş her zaman insanda başlayıp insanda bitiyor. Demek ki şu alemde asıl gaye, asıl dava iyi insan olmak davasıdır (Samiha Ayverdi'den ilhamla). İnsanlarımızın aile ortamından başlamak suretiyle, mahallede çevrede, tüm sosyal-kültürel ortamlarda değerleri yaşaması ve yaşatması bu ülkenin iyi bir, güzel bir ülke olması, kalması için elzemdir.

Asla ümitsizliğe kapılmadan, öğrencilerin öğretmenlerine daha saygılı davrandıkları sınıf ortamlarının yeniden oluşacağı inancıyla;
Fethi Gemuhluoğlu'ndan iktibas ile:

"Yahya Kemal Bey iman bir şevk olan zamanlar geçmiştir diyor. Geçmemiştir. İman bir şevktir. İman her çağda bir şevk olacaktır."

Edepli öğrencilerin çağı geçmemiştir...

Yorumlar

Müfîd Ne Demektir?

İfâde eden, meramı güzel anlatan. Mânalı, mânidâr. Faydalı, faydayı mucib olan. Mütâlâsından istifade olunan.