HALİM TALAY - VAR BİR HAYALİMİZ

Baharın gelişini müjdeleyen ağaç ve çiçeklerin oluşturduğu renk cümbüşünde dalmışız bir tefekküre. Bir anlam bulma çabası değil bu. Yarınlara dair bir umut beklentisinin küçük bir adımı… Ne büyük ümitlerimiz vardı bizim değil mi? Ne de güzel alışmıştık yarınlarımızın sahibi olmaya.

Dünyanın başını döndüren bir hengâmenin ortasında kaldık dört duvar arasında. Kimimiz inzivada, kimimiz bunalımda, kimimiz ise şaşkın şaşkın etrafa bakınmakta. Alışmamıştık hiç böylesi hale. İnsanın canını bu kadar sahiplenmesini istediğimiz bir dönem yaşamamıştık. Annemizden, babamızdan, komşumuzdan, eş ve dostumuzdan, hatta kapı kollarından bile ürken bir halet-i ruhiyeye büründük. Ve belki de en ilginci, sahibi olduğumuz cadde ve sokakları adeta terk-i diyar eyledik. Elimizi ve kolumuzu sallayarak gezdiğimiz o yerler şimdi hayvanların keyfine göre arz-ı endam ettiği yerler oldu adeta. Rollerin, kimliklerin ve mekânların karmaşık hale geldiği bir kâinat düzeninde, ümitsizlik ve korku dolu bekleyişle yaşanan hayret ve dehşet verici günler…

Bazen siyasi, bazen ekonomik, bazen de çeşitli diğer disiplinlerce tahliline şahit olduğumuz mevcut küresel krizin oluşturduğu problemler, insani ve eğitimsel cepheden de bir okuma bekliyor. Yüreklerine dokunmaya alıştığımız körpe dimağlara uzaktan seslenmek sanki ruhlarımıza ağır geliyor. Bir bakışın, bir gülüşün, bir dokunuşun yani kelimelerin anlatmada kifayetsiz kalacağı anlar artık yok. Her ne kadar bir telefon kadar uzaklarında olsak da sıranın tadı, arkadaşın kokusu, kâğıdın sesi, teneffüsün eğlencesi ve daha nice şeyden oluşan o ahenk kaybolmuş. Öğretmeninin gözünde büyüme, onda kendine yer bulma, başını ona okşatıp mutlu olma, en güzel ödevini yaparak kendini öğretmenine sevdirme gayreti bir müddet yok.

Peki, biz muallimler ordusu da mahrum kalmadık mı bir şeylerden? Bir haber gelse hemen beyaz önlüğü giyip koşmaz mıyız derse? Öğretmenler odasının bir köşesinde muhabbet demini koyulaştırmaz mıyız kıymetli meslektaşımızla? Çok sevdiğimiz kitap ve mütefekkirleri anlatıp da coşmaz mıyız? Kalemimiz elde, sevgimiz yürekte, bizi bekleyen onlarca çift göze doğru bilginin aydınlatıcı ışığını yakmaz mıyız?

Şu sıralar çoğunun dilinde dolaşan bir cümle : “Var bir hayalimiz”. Güzel günlerin hasreti ile geçen ev hapsinin umut parolası… Eğitim meşalesini elinde tutan ve karanlıkları aydınlık kılan biz muallimlerin de bir hayali olmalı. Sizlerinkini bilemem. Ama benim bir hayalim var. Öğrencilerime kavuştuğum ilk gün gözlerinin içine teker teker bakıp onları özlediğimi söylemek… Tıpkı öğrencilerine ilk defa kavuşan muallim heyecanı ile… O gün belki yakındır belki de uzak. Ama dert değil. Payımıza düşen ise “BU DA GEÇER YA HU!” deyip kavuşma ümidi ile yaşamak…

Yorumlar

Müfîd Ne Demektir?

İfâde eden, meramı güzel anlatan. Mânalı, mânidâr. Faydalı, faydayı mucib olan. Mütâlâsından istifade olunan.