"Zaferle değil doğru olanı yapmakla mükellefiz."
1. Bölüm: Su Gibi Aziz Bir Medeniyet
- Yol ‘ Gaye bizden, tevfik Allah’tan.’ yolu. İhtirasa, umutsuzluğa mahal yok. ‘Biz işimize bakalım.’ (sf. 11)
- Muarızlarımızın göz kamaştırıcı gücüne aldırmadan ve maruz kaldığımız musibetlerin hayra matuf olabileceğini hiç aklımızdan çıkarmadan devam edelim yolumuza. İşimize bakalım. (sf. 11)
- Devlet estetiğe düşmandır. Öyle ki çevrenizi çirkinleştirmekle yetinmez; dükkanınıza da girer. Zevk, incelik ve itina ile kurduğunuz dekorların bir yerine o kaba vergi levhasını kondurur. Aman ahenk olmasın der adeta. Ahengi bozar. Ve ahengin bozulduğu yerde insan zıvanadan çıkar. (sf. 19). Her gün aşure, her yer Sincan!
- Şeklin muhtevayı nasıl belirlediğini anlamak için ’28 Şubat Süreci’nde geçirdiğimiz metamorfoza bakmak yeterli. (sf.20)
- Zamanın icaplarına uymak ve kendimizi korumak adına aldığımız şekil, bizi kendimizden uzaklaştırmadı mı? (sf. 20)
- Ayaklarımız yere basmalı diyenleri anlıyorum ama Real politiğin karşısına Hayal politiği koyan Mevlana İdris’i de anlıyorum. İkisinin ortasını bulmalıyız. Dünyanın vicdanı olan/ olması gereken İslamcılar bütün hayallerinden vazgeçip kendilerini dünya sisteminin dişlileri arasına bırakırlarsa yazık ederler, hem kendilerine hem dünyaya. ( Sf. 25)
- Bizi mahrum bırakmışlar birbirimizden/ Kendimiz mahrum bırakmışızdır kendimizi kendimizden. (S. Karakoç) (Sf. 29 )
- Sembol varsa diriliş umudu da var!
- Ümmetin evrensel sembollerini kullanmaktan vazgeçen bir topluluk, uzun vadede ümmetle arasındaki psikolojik bağı kaybedebilir. (sf. 36)
- Ve sembollerle savaşılan bir dünyada sembolsüz kalanlar, uluslararası sistem lordlarının ellerinde oyuncak olmaya mahkumdurlar. (sf. 36)
- İnsanlara uygun yasalar değil, yasalara uygun insanlar isteniyor!
- Her çağa cevap veren yasalar koymak ancak Allah’a mahsustur.
- Mümin; kendini bulan kimsedir, kendisini bulmuş kimsedir, kendisiyle buluşmuş kimsedir. (sf.48)
- İmanı bir madalya gibi şerefle taşıyor muyuz yoksa Müslümanlığımızı utanılacak bir şey gibi, bir ayıp gibi mi taşıyoruz? İmanımızı en büyük imkan mı biliyoruz, yoksa imanımız olduğu halde ‘İmkanım yok’ mu diyoruz? (sf. 49)
- Besmele, sekülerizmi reddeder.
- İhdini değil İhdina. Fatiha’yı okuyan Müslüman, sadece kendisi için değil bütün ümmeti için dua eder. Ümmeti bölenler Fatiha’yı yalanlamış olurlar.
- Ben Müslümanım demenin ben berberim demek kadar ciddiyeti olmasın mı? Berbere tarak makas sorarlar, o da gösterir. Siz ne göstereceksiniz? Dil ile söylemek yetmez, hal ile göstermek lazım. Ben Müslümanım diyeceksiniz ama namaz kılmayacaksınız; yumurtasız omlet yemek gibi bir şey! (sf. 50)
- Şeytanın sorunu Allah’ı inkar etmek değil, Allah’ın hükmüne boyun eğmemektir. Buna rağmen Allah, onu kafir olarak tanımlamıyor. Demek ki Allah’ın hükümlerine isyanda ısrar, inanç mevcut olsa bile, kişiyi kafir yapabilir. (sf. 51)
- Her taraf olmaya kalkan, bertaraf olur. ( sf. 53)
2. Bölüm: Kudüs Kapılarında
- Ölüme meydan okuyan bir halkı ölümle korkutamazsınız. (sf. 64)
- Mescid-i Aksa bütün ümmete aittir. Esasen her Müslüman Mescid-i Aksa’nın bekçisi olmakla mükelleftir. Filistinlileri yani Mescid-i Aksa fedailerini güçlendirmek bütün ümmeti güçlendirmek anlamına gelir. (sf. 70)
- Filistin’de ekmeğin pahası kandır. ( sf. 71)
- Savaş içinde doğan şehitlerle yan yana büyüyen çocuklar korku bilmez. (sf. 71)
- Filistinliler şehit cenazelerinde ‘La ilahe illallah – Veşşehid habibullah’ ( Allah’tan başka ilah yok- Ve şehit Allah’ın sevgilisidir.) diye haykırırlar, uğurladıkları şehidin yolundan gitmeyi şeref telakki ederler, şehadet şerbetinden içmek, habibullah olmak için can atarlar. Ölüme aşk ve şevk ile giden insanları ölümle korkutmaya çalışmak beyhude ve budalaca bir gayrettir. ( sf. 81)
- Soykırım, onların resmi politikası
Soykırımcılık, onların resmi kimliği
Siyonizm, soykırımcılığın ta kendisi
Bu kadar yüzsüz, bu kadar adi, bu kadar alçak olabilmek için Siyonist olmak lazım! ( sf. 88)
- Çare İslam’da ( sf. 93)
- Etkiyi konuşmadan tepkiyi konuşmaya kalkanın lafını ağzına tıkamak lazım. İsrail’i silah bırakmaya çağırmadan HAMAS’ı silah bırakmaya çağıramazsınız! Siyonist zulmü durdurmadan Filistinli mücahitlere tek söz söylemezsiniz. ( sf. 94)
3. Bölüm: Siyonaziler
- Siyonizm yargılanmalı!
- İsrail’in temelinde soykırım kurbanı Yahudilerin kanı vardır ve bu kan Siyonistlerin de eline bulaşmıştır. Siyonist devletin Nazi devletine bu kadar benzemesi tesadüf değil! ( sf. 104)
- Hamas, Hizbullah gibi örgütlerin eylemlerinden öteden beri ‘İslami terör’ diye bahsedilir, doğrudan doğruya İslam suçlanır ve kimse de çıkıp ‘Biz ne yapıyoruz yahu? 1 milyarı aşkın mensubu olan bir ümmete nasıl ‘ terörist’ damgasını vuruyoruz?’ demiyor. ( sf. 112)
- Müslüman antisemit olamaz! (sf. 114)
- Sahi niye Arap- Yahudi savaşı değil de Arap- İsrail savaşı? Niye bir tarafı etnik veyahut ulusal kimliğiyle anıyoruz da öbür tarafı devletiyle anıyoruz? Herhalde o devletin adı sadece bir devleti değil, aynı zamanda
etnik ve ulusal bir kimliği de ifade ettiği için… ( sf. 119)
4. Bölüm: Yedi Yıldızlı Bayrağını Bekleyen Kafkasya
- Kafkas Cumhuriyeti bayrağının Kafkasya semalarından indirilmesinin üzerinden 81 yıl geçtiği halde İstanbul’da ‘ Yedi Yıldız’ diye bir dergi çıkıyor, demek ki ümit tükenmedi. Selam kavgayı günümüze taşıyan Çeçen mücahitlerine… ( sf. 137)
- İnsanın her şeyden geçip, şeylerin hepsinden geçip, Allah Subhanehu ve Teala’yı fena halde hatırlaması ve O’ndan korkarak, O’na sığınarak kendini ortaya koyması gereken zamanlar vardır. ( sf. 145)
- … Sözden başka silah yoktu!
- Ümmet-i Muhammed’in savaş tarihi ‘ Kadınlara, çocuklara, tarlasında işinde gücünde olan insanlara, mabetlere, ağaçlara dokunmayacaksınız.’ Gibi talimatlarla başlamıştır. Savaşı kaybetmek pahasına da olsa zulmetmekten kaçınmak zorundayız. ( sf. 148)
- … biz bağımsızlık mücadelesi vermiyoruz, biz yaşam mücadelesi veriyoruz. ( sf. 159)
- Rusya, hiç utanmadan, İslam Konferansı Teşkilatı’na üyelik müracaatında bulundu. Ve İslam Konferansı Teşkilatı, bu müracaatı, Çeçenistan’la ilgili tek soru sormadan, tek yorum yapmadan kabul etti. ( sf. 162)
5. Bölüm: Bosna’da Hilal Yeniden Yükseldi
- … Halifeye söyleyin İstanbul’u versin. Biz kafirlerin bayrağı altında yaşamayı asla kabul etmeyiz! ( sf. 165)
- Milli- dini kimliğin sembolik mahiyetinin ortadan kaldırılması… ( sf. 167)
- Olduğunuz gibi kalın. Dininizi, milliyetinizi, geleneklerinizi koruyun. Kimliği kaybetmenin bedeli köleliktir, ezilmektir. (A. Izzetbegoviç) ( sf. 174)
- İktidara gelirseniz hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah’ın önünde hesap verecektir. ( A. Izzetbegoviç) ( sf. 175)
6. Bölüm: Haçlı Seferi
- … Savaş zamanlarında bile Müslümanların kendileriyle yüz yüze savaşanlardan başka kimseyi öldürmelerine izin yoktur. (sf. 189)
- Allah-u Teala’nın halifeliği halka verilmiştir. Şeriat çerçevesi dahilinde yönetimin sahibi ümmettir. İslami demokrasi yani şeriat çerçevesi dahilinde halk yönetimi budur. Hiçbir demokrasi yoktur ki çerçevesi dahilinde hareket ettiği köklü ilkeleri olan bir kültür üzerine kurulu olmasın. Demokrasi, ilgili kültür çerçevesinde hareket eder. ( sf. 192)
- Hz. Peygamber (s.a.s) ‘ Kim bir zimmiye ( İslam devletinin himayesinde olan gayri Müslim’e) baskı ve zulüm uygularsa hesap gününde iki elim yakasında olacaktır.’ ( sf. 197)
- Teröre sempati, İslam dünyasından önce Batı’nın sorunudur. ( sf. 204)
- Bir Müslüman’ın eşit yurttaş statüsü kazanmak için, Müslüman olmayan Amerikalıların zevklerini paylaşması şart mıdır? ( sf. 207)
- Vatanperver iseniz statükoyu tasvip etmeliydiniz; resmi ideolojiye, egemen söylem ve hayat tarzına çıkmak, vatan hainliğinin göstergesiydi… ( sf. 207)
- Bizim sizden bir farkımız yok söylemiyle ancak faşizmin meşruiyet kazanmasına ve Müslümanların yozlaşmasına hizmet edilebilir. ( Bkz. 28 Şubat süreci) ( sf. 208)
- Müstehcenlik yadırganmıyorsa çağ yakalanmıştır! ( sf. 212)
- Bütün insanlığa ışık saçan İslam Medeniyetinin çocukları olduğumuzu unutup, Teksaslı cahil bir kovboya tabi olmamızı istiyorlar. ( sf. 222)
- Ortadoğu toprakları, kaba kuvvetin gelmiş geçmiş en büyük destanını yazan Moğolları bile yuttu. ( sf. 223)
- Dikkat! Bu bir medeniyetler çatışması değil. Bu medeniyet ile barbarlık arasında bir çatışma. Bir tarafta Hz. Musa’yı ve Hz. İsa’yı ‘ aleyhumusselam’ diyerek anan ve baş tacı eden İslam Medeniyeti, öbür tarafta Hz. Muhammed’ e ( s.a.s) sövmeyi marifet sayan Batı barbarlığı. Müslüman olduğumuzu söylerken ‘ elhamdülillah’ ve ‘çok şükür’e ne kadar vurgu yapsak yeridir. ( sf. 226)
7. Bölüm: Ümmü- Kasır-ı Yaratan Allah’a Şükürler Olsun
- Ahlak başka siyaset başka anlayışına karşı savaşıyoruz. ( sf. 233)
- Siyaset sahnesine çıkışınızın esaslı bir sebebi olmalı. Bir davanız olmalı… O stratejileri ve taktikleri uygularken gözettiğiniz ve daima bağlı kaldığınız ve asla çiğnemediğiniz ilkeler olmalı. ( sf. 234)
- Türkiye, rövanşa hazır olmadığı için laik oldu… Barışı korumakla ilgili psikolojik, politik, diplomatik tedbir. ( sf. 239)
- Burası Mezopotamya, burdan çıkış yok! Moğolları yutan bu topraklar, Amerikalıları da yutacaktır. ( Ömer Yorulmaz) (sf. 241)
- Zaferi Mahmut’a değil İslam’a ver. Mahmut kopuğu zafere layık adam mıdır? ( Nureddin Mahmut) ( sf. 241)
- Dünyanın altını üstüne getirmek, evet: Müstekbirleri devirip mustazafları iktidara getirmek. Bu mümkün, mümkün, mümkün! ( sf. 247)
- Doğuyu fethederek medenileştirmek! … ( sf. 249)
- Müslüman halklar olarak aramıza örülen psikolojik duvarlar zannedildiği kadar kalın, yüksek ve aşılmaz değil. ( sf. 251)
- … Sizin birkaç askeriniz ölmesin diye yüzlerce, binlerce Telafer’linin ölmesini göze aldınız ama/ Biraz öyle oldu / Bu ahlaki midir? / Gereklidir. ( sf. 269)
- Müslüman Ortadoğu halkları, bölgeye giydirilmiş bir deli gömleği olan suni sınırlar yüzünden bütün zenginliklerini birbirlerine karşı kullanarak heba ediyorlar. ( sf. 275)
- Direnişte Hududullah aşılmamalıdır! (sf. 276)
- … mensubu olduğumuz mezhebi veya ırkı İslam kardeşliğinden üstün tutmaya devam edersek, birbirimizi bağışlayıp birbirimize kenetlenmezsek başımıza gelen bütün felaketleri hak etmiş olacağız. ( sf. 278)
- Biz farklıyız. Yönünü Batı’ya dönmüş laik bir ülkeyiz! Rehaveti… ( sf. 280)
- … güç odaklı dünya düzenini hak odaklı dünya düzeniyle değiştirmek için müstekbirlerin zafer yürüyüşünü bir yerde durdurmamız lazım. O yer İran’dır. Suriye’dir. ( sf. 281)
- … ABD, bizim basiretsizliğimiz üzerinde yükseliyor! ( sf. 281)
- ‘ O kafirler birbirlerinin dostları, yardımcılarıdırlar. Eğer siz birbirinizi desteklemez ( onlar gibi bir ve bütün olmaz ) iseniz, arzı fitne kaplar ve büyük bir fesat olur.’ ( Enfal 73). Müslüman toplumun bölünmesini savunmak, Allah’ın hükmüne savaş açmaktır! ( sf. 282)
- Mezhep ve ırk taassubunu değil, İslam kardeşliğini seçin! ( sf. 283)
8. Bölüm: Özeleştiri
- … kullar ise kendileri için tayin edilen ölçüyü gözetmekle mükelleftirler. ( sf. 289)
- Cihad nasıl farz ise savaş hukukuna riayet de öyle farzdır. ( sf.291)
- Düşmana duyduğumuz öfke ne kadar büyük olursa olsun, biz zulmedenlerden olamayız. Öldürdüğümüz düşman askerlerinin cesetlerini tahrip etmemize bile izin yoktur. ( sf. 292)
- Evet, içimizde zalimler de var demeye yanaşmazsak içimizdeki zalimler çoğalır. ( sf. 295)
- Kazanacağız çünkü öteki dine, öteki ulusa ve politik duruşa saygılıyız. ( sf. 296)
- Biz zalimlerden olursak zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz. Kitaba uyacağız! Şiarına bağlılığımızı tazelemeyi de ihmal etmeyeceğiz inşallah. ( sf. 300)
9. Bölüm: Mutlu Son İstiyorum
- … İstediği kadar frak giysin, Batı medeniyetine bağlılık yemini etsin, sıra Türkiye’ye de gelecek. Küresel meydan okumaların üstesinden gelmek istiyorsak birlik bayrağını yükseltmeliyiz. ( sf. 309)
- İslam dünyası ‘ falan filan’ kategorisine sokulur mu? ( sf. 312)
- … Biz batılı olamayız. Oluruz ama biz olmaktan çıkarak oluruz. ( sf. 314)
- Coca Cola bizatihi Amerika’dır. Coca Cola zaafa uğrarsa Amerika zaafa uğrar. ( sf. 327)
- … Bedir bir masal değildir. ( sf. 335)
1. Bölüm: Su Gibi Aziz Bir Medeniyet
- Yol ‘ Gaye bizden, tevfik Allah’tan.’ yolu. İhtirasa, umutsuzluğa mahal yok. ‘Biz işimize bakalım.’ (sf. 11)
- Muarızlarımızın göz kamaştırıcı gücüne aldırmadan ve maruz kaldığımız musibetlerin hayra matuf olabileceğini hiç aklımızdan çıkarmadan devam edelim yolumuza. İşimize bakalım. (sf. 11)
- Devlet estetiğe düşmandır. Öyle ki çevrenizi çirkinleştirmekle yetinmez; dükkanınıza da girer. Zevk, incelik ve itina ile kurduğunuz dekorların bir yerine o kaba vergi levhasını kondurur. Aman ahenk olmasın der adeta. Ahengi bozar. Ve ahengin bozulduğu yerde insan zıvanadan çıkar. (sf. 19). Her gün aşure, her yer Sincan!
- Şeklin muhtevayı nasıl belirlediğini anlamak için ’28 Şubat Süreci’nde geçirdiğimiz metamorfoza bakmak yeterli. (sf.20)
- Zamanın icaplarına uymak ve kendimizi korumak adına aldığımız şekil, bizi kendimizden uzaklaştırmadı mı? (sf. 20)
- Ayaklarımız yere basmalı diyenleri anlıyorum ama Real politiğin karşısına Hayal politiği koyan Mevlana İdris’i de anlıyorum. İkisinin ortasını bulmalıyız. Dünyanın vicdanı olan/ olması gereken İslamcılar bütün hayallerinden vazgeçip kendilerini dünya sisteminin dişlileri arasına bırakırlarsa yazık ederler, hem kendilerine hem dünyaya. ( Sf. 25)
- Bizi mahrum bırakmışlar birbirimizden/ Kendimiz mahrum bırakmışızdır kendimizi kendimizden. (S. Karakoç) (Sf. 29 )
- Sembol varsa diriliş umudu da var!
- Ümmetin evrensel sembollerini kullanmaktan vazgeçen bir topluluk, uzun vadede ümmetle arasındaki psikolojik bağı kaybedebilir. (sf. 36)
- Ve sembollerle savaşılan bir dünyada sembolsüz kalanlar, uluslararası sistem lordlarının ellerinde oyuncak olmaya mahkumdurlar. (sf. 36)
- İnsanlara uygun yasalar değil, yasalara uygun insanlar isteniyor!
- Her çağa cevap veren yasalar koymak ancak Allah’a mahsustur.
- Mümin; kendini bulan kimsedir, kendisini bulmuş kimsedir, kendisiyle buluşmuş kimsedir. (sf.48)
- İmanı bir madalya gibi şerefle taşıyor muyuz yoksa Müslümanlığımızı utanılacak bir şey gibi, bir ayıp gibi mi taşıyoruz? İmanımızı en büyük imkan mı biliyoruz, yoksa imanımız olduğu halde ‘İmkanım yok’ mu diyoruz? (sf. 49)
- Besmele, sekülerizmi reddeder.
- İhdini değil İhdina. Fatiha’yı okuyan Müslüman, sadece kendisi için değil bütün ümmeti için dua eder. Ümmeti bölenler Fatiha’yı yalanlamış olurlar.
- Ben Müslümanım demenin ben berberim demek kadar ciddiyeti olmasın mı? Berbere tarak makas sorarlar, o da gösterir. Siz ne göstereceksiniz? Dil ile söylemek yetmez, hal ile göstermek lazım. Ben Müslümanım diyeceksiniz ama namaz kılmayacaksınız; yumurtasız omlet yemek gibi bir şey! (sf. 50)
- Şeytanın sorunu Allah’ı inkar etmek değil, Allah’ın hükmüne boyun eğmemektir. Buna rağmen Allah, onu kafir olarak tanımlamıyor. Demek ki Allah’ın hükümlerine isyanda ısrar, inanç mevcut olsa bile, kişiyi kafir yapabilir. (sf. 51)
- Her taraf olmaya kalkan, bertaraf olur. ( sf. 53)
2. Bölüm: Kudüs Kapılarında
- Ölüme meydan okuyan bir halkı ölümle korkutamazsınız. (sf. 64)
- Mescid-i Aksa bütün ümmete aittir. Esasen her Müslüman Mescid-i Aksa’nın bekçisi olmakla mükelleftir. Filistinlileri yani Mescid-i Aksa fedailerini güçlendirmek bütün ümmeti güçlendirmek anlamına gelir. (sf. 70)
- Filistin’de ekmeğin pahası kandır. ( sf. 71)
- Savaş içinde doğan şehitlerle yan yana büyüyen çocuklar korku bilmez. (sf. 71)
- Filistinliler şehit cenazelerinde ‘La ilahe illallah – Veşşehid habibullah’ ( Allah’tan başka ilah yok- Ve şehit Allah’ın sevgilisidir.) diye haykırırlar, uğurladıkları şehidin yolundan gitmeyi şeref telakki ederler, şehadet şerbetinden içmek, habibullah olmak için can atarlar. Ölüme aşk ve şevk ile giden insanları ölümle korkutmaya çalışmak beyhude ve budalaca bir gayrettir. ( sf. 81)
- Soykırım, onların resmi politikası
Soykırımcılık, onların resmi kimliği
Siyonizm, soykırımcılığın ta kendisi
Bu kadar yüzsüz, bu kadar adi, bu kadar alçak olabilmek için Siyonist olmak lazım! ( sf. 88)
- Çare İslam’da ( sf. 93)
- Etkiyi konuşmadan tepkiyi konuşmaya kalkanın lafını ağzına tıkamak lazım. İsrail’i silah bırakmaya çağırmadan HAMAS’ı silah bırakmaya çağıramazsınız! Siyonist zulmü durdurmadan Filistinli mücahitlere tek söz söylemezsiniz. ( sf. 94)
3. Bölüm: Siyonaziler
- Siyonizm yargılanmalı!
- İsrail’in temelinde soykırım kurbanı Yahudilerin kanı vardır ve bu kan Siyonistlerin de eline bulaşmıştır. Siyonist devletin Nazi devletine bu kadar benzemesi tesadüf değil! ( sf. 104)
- Hamas, Hizbullah gibi örgütlerin eylemlerinden öteden beri ‘İslami terör’ diye bahsedilir, doğrudan doğruya İslam suçlanır ve kimse de çıkıp ‘Biz ne yapıyoruz yahu? 1 milyarı aşkın mensubu olan bir ümmete nasıl ‘ terörist’ damgasını vuruyoruz?’ demiyor. ( sf. 112)
- Müslüman antisemit olamaz! (sf. 114)
- Sahi niye Arap- Yahudi savaşı değil de Arap- İsrail savaşı? Niye bir tarafı etnik veyahut ulusal kimliğiyle anıyoruz da öbür tarafı devletiyle anıyoruz? Herhalde o devletin adı sadece bir devleti değil, aynı zamanda
etnik ve ulusal bir kimliği de ifade ettiği için… ( sf. 119)
4. Bölüm: Yedi Yıldızlı Bayrağını Bekleyen Kafkasya
- Kafkas Cumhuriyeti bayrağının Kafkasya semalarından indirilmesinin üzerinden 81 yıl geçtiği halde İstanbul’da ‘ Yedi Yıldız’ diye bir dergi çıkıyor, demek ki ümit tükenmedi. Selam kavgayı günümüze taşıyan Çeçen mücahitlerine… ( sf. 137)
- İnsanın her şeyden geçip, şeylerin hepsinden geçip, Allah Subhanehu ve Teala’yı fena halde hatırlaması ve O’ndan korkarak, O’na sığınarak kendini ortaya koyması gereken zamanlar vardır. ( sf. 145)
- … Sözden başka silah yoktu!
- Ümmet-i Muhammed’in savaş tarihi ‘ Kadınlara, çocuklara, tarlasında işinde gücünde olan insanlara, mabetlere, ağaçlara dokunmayacaksınız.’ Gibi talimatlarla başlamıştır. Savaşı kaybetmek pahasına da olsa zulmetmekten kaçınmak zorundayız. ( sf. 148)
- … biz bağımsızlık mücadelesi vermiyoruz, biz yaşam mücadelesi veriyoruz. ( sf. 159)
- Rusya, hiç utanmadan, İslam Konferansı Teşkilatı’na üyelik müracaatında bulundu. Ve İslam Konferansı Teşkilatı, bu müracaatı, Çeçenistan’la ilgili tek soru sormadan, tek yorum yapmadan kabul etti. ( sf. 162)
5. Bölüm: Bosna’da Hilal Yeniden Yükseldi
- … Halifeye söyleyin İstanbul’u versin. Biz kafirlerin bayrağı altında yaşamayı asla kabul etmeyiz! ( sf. 165)
- Milli- dini kimliğin sembolik mahiyetinin ortadan kaldırılması… ( sf. 167)
- Olduğunuz gibi kalın. Dininizi, milliyetinizi, geleneklerinizi koruyun. Kimliği kaybetmenin bedeli köleliktir, ezilmektir. (A. Izzetbegoviç) ( sf. 174)
- İktidara gelirseniz hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah’ın önünde hesap verecektir. ( A. Izzetbegoviç) ( sf. 175)
6. Bölüm: Haçlı Seferi
- … Savaş zamanlarında bile Müslümanların kendileriyle yüz yüze savaşanlardan başka kimseyi öldürmelerine izin yoktur. (sf. 189)
- Allah-u Teala’nın halifeliği halka verilmiştir. Şeriat çerçevesi dahilinde yönetimin sahibi ümmettir. İslami demokrasi yani şeriat çerçevesi dahilinde halk yönetimi budur. Hiçbir demokrasi yoktur ki çerçevesi dahilinde hareket ettiği köklü ilkeleri olan bir kültür üzerine kurulu olmasın. Demokrasi, ilgili kültür çerçevesinde hareket eder. ( sf. 192)
- Hz. Peygamber (s.a.s) ‘ Kim bir zimmiye ( İslam devletinin himayesinde olan gayri Müslim’e) baskı ve zulüm uygularsa hesap gününde iki elim yakasında olacaktır.’ ( sf. 197)
- Teröre sempati, İslam dünyasından önce Batı’nın sorunudur. ( sf. 204)
- Bir Müslüman’ın eşit yurttaş statüsü kazanmak için, Müslüman olmayan Amerikalıların zevklerini paylaşması şart mıdır? ( sf. 207)
- Vatanperver iseniz statükoyu tasvip etmeliydiniz; resmi ideolojiye, egemen söylem ve hayat tarzına çıkmak, vatan hainliğinin göstergesiydi… ( sf. 207)
- Bizim sizden bir farkımız yok söylemiyle ancak faşizmin meşruiyet kazanmasına ve Müslümanların yozlaşmasına hizmet edilebilir. ( Bkz. 28 Şubat süreci) ( sf. 208)
- Müstehcenlik yadırganmıyorsa çağ yakalanmıştır! ( sf. 212)
- Bütün insanlığa ışık saçan İslam Medeniyetinin çocukları olduğumuzu unutup, Teksaslı cahil bir kovboya tabi olmamızı istiyorlar. ( sf. 222)
- Ortadoğu toprakları, kaba kuvvetin gelmiş geçmiş en büyük destanını yazan Moğolları bile yuttu. ( sf. 223)
- Dikkat! Bu bir medeniyetler çatışması değil. Bu medeniyet ile barbarlık arasında bir çatışma. Bir tarafta Hz. Musa’yı ve Hz. İsa’yı ‘ aleyhumusselam’ diyerek anan ve baş tacı eden İslam Medeniyeti, öbür tarafta Hz. Muhammed’ e ( s.a.s) sövmeyi marifet sayan Batı barbarlığı. Müslüman olduğumuzu söylerken ‘ elhamdülillah’ ve ‘çok şükür’e ne kadar vurgu yapsak yeridir. ( sf. 226)
7. Bölüm: Ümmü- Kasır-ı Yaratan Allah’a Şükürler Olsun
- Ahlak başka siyaset başka anlayışına karşı savaşıyoruz. ( sf. 233)
- Siyaset sahnesine çıkışınızın esaslı bir sebebi olmalı. Bir davanız olmalı… O stratejileri ve taktikleri uygularken gözettiğiniz ve daima bağlı kaldığınız ve asla çiğnemediğiniz ilkeler olmalı. ( sf. 234)
- Türkiye, rövanşa hazır olmadığı için laik oldu… Barışı korumakla ilgili psikolojik, politik, diplomatik tedbir. ( sf. 239)
- Burası Mezopotamya, burdan çıkış yok! Moğolları yutan bu topraklar, Amerikalıları da yutacaktır. ( Ömer Yorulmaz) (sf. 241)
- Zaferi Mahmut’a değil İslam’a ver. Mahmut kopuğu zafere layık adam mıdır? ( Nureddin Mahmut) ( sf. 241)
- Dünyanın altını üstüne getirmek, evet: Müstekbirleri devirip mustazafları iktidara getirmek. Bu mümkün, mümkün, mümkün! ( sf. 247)
- Doğuyu fethederek medenileştirmek! … ( sf. 249)
- Müslüman halklar olarak aramıza örülen psikolojik duvarlar zannedildiği kadar kalın, yüksek ve aşılmaz değil. ( sf. 251)
- … Sizin birkaç askeriniz ölmesin diye yüzlerce, binlerce Telafer’linin ölmesini göze aldınız ama/ Biraz öyle oldu / Bu ahlaki midir? / Gereklidir. ( sf. 269)
- Müslüman Ortadoğu halkları, bölgeye giydirilmiş bir deli gömleği olan suni sınırlar yüzünden bütün zenginliklerini birbirlerine karşı kullanarak heba ediyorlar. ( sf. 275)
- Direnişte Hududullah aşılmamalıdır! (sf. 276)
- … mensubu olduğumuz mezhebi veya ırkı İslam kardeşliğinden üstün tutmaya devam edersek, birbirimizi bağışlayıp birbirimize kenetlenmezsek başımıza gelen bütün felaketleri hak etmiş olacağız. ( sf. 278)
- Biz farklıyız. Yönünü Batı’ya dönmüş laik bir ülkeyiz! Rehaveti… ( sf. 280)
- … güç odaklı dünya düzenini hak odaklı dünya düzeniyle değiştirmek için müstekbirlerin zafer yürüyüşünü bir yerde durdurmamız lazım. O yer İran’dır. Suriye’dir. ( sf. 281)
- … ABD, bizim basiretsizliğimiz üzerinde yükseliyor! ( sf. 281)
- ‘ O kafirler birbirlerinin dostları, yardımcılarıdırlar. Eğer siz birbirinizi desteklemez ( onlar gibi bir ve bütün olmaz ) iseniz, arzı fitne kaplar ve büyük bir fesat olur.’ ( Enfal 73). Müslüman toplumun bölünmesini savunmak, Allah’ın hükmüne savaş açmaktır! ( sf. 282)
- Mezhep ve ırk taassubunu değil, İslam kardeşliğini seçin! ( sf. 283)
8. Bölüm: Özeleştiri
- … kullar ise kendileri için tayin edilen ölçüyü gözetmekle mükelleftirler. ( sf. 289)
- Cihad nasıl farz ise savaş hukukuna riayet de öyle farzdır. ( sf.291)
- Düşmana duyduğumuz öfke ne kadar büyük olursa olsun, biz zulmedenlerden olamayız. Öldürdüğümüz düşman askerlerinin cesetlerini tahrip etmemize bile izin yoktur. ( sf. 292)
- Evet, içimizde zalimler de var demeye yanaşmazsak içimizdeki zalimler çoğalır. ( sf. 295)
- Kazanacağız çünkü öteki dine, öteki ulusa ve politik duruşa saygılıyız. ( sf. 296)
- Biz zalimlerden olursak zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz. Kitaba uyacağız! Şiarına bağlılığımızı tazelemeyi de ihmal etmeyeceğiz inşallah. ( sf. 300)
9. Bölüm: Mutlu Son İstiyorum
- … İstediği kadar frak giysin, Batı medeniyetine bağlılık yemini etsin, sıra Türkiye’ye de gelecek. Küresel meydan okumaların üstesinden gelmek istiyorsak birlik bayrağını yükseltmeliyiz. ( sf. 309)
- İslam dünyası ‘ falan filan’ kategorisine sokulur mu? ( sf. 312)
- … Biz batılı olamayız. Oluruz ama biz olmaktan çıkarak oluruz. ( sf. 314)
- Coca Cola bizatihi Amerika’dır. Coca Cola zaafa uğrarsa Amerika zaafa uğrar. ( sf. 327)
- … Bedir bir masal değildir. ( sf. 335)
DERLEYEN: SİBEL MERVE ÇETİNTAŞ