Kadınların ev dışında istihdamı ve üretime katılması yönündeki ısrarlı baskının psikolojik bir şekli de vardır: Bu, doğum yapmak, çocuk yetiştirmek ve aileye bakmak yoluyla kadının evde ürettiği iktisadî değerlerin tanınmamasından oluşur. Günde 10-12 saatini eve ayıran bu işçi, bu ev hanımı, istatistiklerimiz tarafından işsiz olarak sunulur ve "çalışmayan unsur" başlığı altında tasnif edilir. Hepimiz bir kadının ne kadar meşgul olduğunu bilir, ama aynı zamanda görmezden geliriz. Kadının çalışmasının bu şekilde gözardı edilişi, evi terkedip ailesine sırtını dönmesi için ona yapılan baskının bir başka ve bu kez ahlâki bir şekildir. İslâm kültürü diğer yöne gitmek zorundadır. Bunun başlangıcı da, annenin ev hanımının işinin tanınması olacaktır.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım - Zindandan Notlar, 382. Not
Hayat tehlikeli bir şeydir. Güvensizlik yaşamanın bedelidir. Sadece ölenler ile asla doğmayacak olanlar mutlak anlamda güvendedirler.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım - Zindandan Notlar, 534. Not)
Hayat kısa sözüne hiç itibar etmedim. Çünkü yeterince uzun yaşadığımı düşünüyorum
Ama ben insanın sorumluluklarından kolayca kaçabileceği tanrısız bir dünya anlayışını kabullenemezdim.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2156. Not)
İslâm tarihi henüz yazılmayı bekliyor. El'an bu başlık altında mevcut olan şey gerçek tarih dışında her şey. Bu da şaşırtıcı değil. İslâm tarihi objektif bir zihin ve ihtisasa dayalı olarak değil fakat ya ateşli bir nefret veya ateşli bir aşkla yazılmıştır! Aşk ve nefret şiir yazabilir, tarih değil.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2358. Not)
Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3093. Not)
Bazen İslâm bana bütünü itibariyle, insanın bir melek olmaya çalışmaksızın –çünkü olamaz- ve kendisini hayvan seviyesine düşürmeksizin –çünkü bir hayvan olmamak zorundadır- kendi tabiatına bağlanması yönünde yapılmış bir talep gibi gelir.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3639. Not)
Şunu unutmamalıyız: Hz. Muhammed putperestlere karşı savaştı, ama onlarla anlaşma da yaptı.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2226 Not)
İslâm tarihi henüz yazılmayı bekliyor. El'an bu başlık altında mevcut olan şey gerçek tarih dışında her şey. Bu da şaşırtıcı değil. İslâm tarihi objektif bir zihin ve ihtisasa dayalı olarak değil fakat ya ateşli bir nefret veya ateşli bir aşkla yazılmıştır! Aşk ve nefret şiir yazabilir, tarih değil.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2358. Not)
Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3093. Not)
İnsanlar daima bir şeyler kutluyor, ayin yapıyorlar. Kutlama yapılmaksızın duramazlar. Sâni 'Teâlâ'ya ibadet etmezlerse, O'nun eserine ibadet ederler. Hâlık Teâlâ'ya secde etmezlerse mahlukata secde ederler. Tüm fark budur, ama esaslıdır.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3156. Not)
Bazen İslâm bana bütünü itibariyle, insanın bir melek olmaya çalışmaksızın –çünkü olamaz- ve kendisini hayvan seviyesine düşürmeksizin –çünkü bir hayvan olmamak zorundadır- kendi tabiatına bağlanması yönünde yapılmış bir talep gibi gelir.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3639. Not)
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım - Zindandan Notlar, 382. Not
Hayat tehlikeli bir şeydir. Güvensizlik yaşamanın bedelidir. Sadece ölenler ile asla doğmayacak olanlar mutlak anlamda güvendedirler.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım - Zindandan Notlar, 534. Not)
Hayat kısa sözüne hiç itibar etmedim. Çünkü yeterince uzun yaşadığımı düşünüyorum
Ama ben insanın sorumluluklarından kolayca kaçabileceği tanrısız bir dünya anlayışını kabullenemezdim.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2156. Not)
İslâm tarihi henüz yazılmayı bekliyor. El'an bu başlık altında mevcut olan şey gerçek tarih dışında her şey. Bu da şaşırtıcı değil. İslâm tarihi objektif bir zihin ve ihtisasa dayalı olarak değil fakat ya ateşli bir nefret veya ateşli bir aşkla yazılmıştır! Aşk ve nefret şiir yazabilir, tarih değil.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2358. Not)
Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3093. Not)
Bazen İslâm bana bütünü itibariyle, insanın bir melek olmaya çalışmaksızın –çünkü olamaz- ve kendisini hayvan seviyesine düşürmeksizin –çünkü bir hayvan olmamak zorundadır- kendi tabiatına bağlanması yönünde yapılmış bir talep gibi gelir.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3639. Not)
Şunu unutmamalıyız: Hz. Muhammed putperestlere karşı savaştı, ama onlarla anlaşma da yaptı.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2226 Not)
İslâm tarihi henüz yazılmayı bekliyor. El'an bu başlık altında mevcut olan şey gerçek tarih dışında her şey. Bu da şaşırtıcı değil. İslâm tarihi objektif bir zihin ve ihtisasa dayalı olarak değil fakat ya ateşli bir nefret veya ateşli bir aşkla yazılmıştır! Aşk ve nefret şiir yazabilir, tarih değil.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2358. Not)
Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3093. Not)
İnsanlar daima bir şeyler kutluyor, ayin yapıyorlar. Kutlama yapılmaksızın duramazlar. Sâni 'Teâlâ'ya ibadet etmezlerse, O'nun eserine ibadet ederler. Hâlık Teâlâ'ya secde etmezlerse mahlukata secde ederler. Tüm fark budur, ama esaslıdır.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3156. Not)
Bazen İslâm bana bütünü itibariyle, insanın bir melek olmaya çalışmaksızın –çünkü olamaz- ve kendisini hayvan seviyesine düşürmeksizin –çünkü bir hayvan olmamak zorundadır- kendi tabiatına bağlanması yönünde yapılmış bir talep gibi gelir.
(Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3639. Not)