ROLLO MAY - KENDİNİ ARAYAN İNSAN (İKTİBASLAR)

Endişe çağında…
Böylesine parçalanmış bir dünyada içsel bütünlük nasıl sağlanabilir?

Yola çıkmak kaygıyı çoğaltmaktadır; yola çıkmamaksa kendini kaybetmektir.
Kierkegaard

Kendinizi kötü sevmeniz yalnızlığınızı size zindan eder.
Nietzsche

Bölüm 1
Vaziyetimiz


Günümüz insanının en büyük sorunları nelerdir?

…bu tür sorunların en yaygın nedeni Sigmund Freud tarafından çok iyi bir şekilde tanımlanmıştı: kişinin hayatının içgüdüsel, cinsel boyutuyla bunların sonucunda ortaya çıkan cinsel dürtüler ve sosyal tabular arasındaki çatışmaları kabullenme güçlüğü.

1920’li yıllarda Otto Rank insanların (…) yaşadığı psikolojik sorunların kökeninde aşağılık, yetersizlik ve suçluluk duyguları olduğunu yazdı. 1930’lu yıllardaysa (…) Karen Horney’nin de belirttiği gibi, genellikle (…) rekabet duygusunun bireyler ve guruplar arasında yarattığı düşmanlıktı. Peki, (…) yirminci yüzyılın ortasında kök sebepler neler? (s. 17)

Boşluk duygusu…
Bunu söylerken insanların yalnızca ne istediklerini bilmemelerini değil, ne hissettiklerine dair de hiçbir fikirleri olmayışını kastediyorum. (s. 18)

Çoğu insan “yalnız olduklarını anlama korkusundan” mustariptir der Andre Gide, “ve bu yüzden kendilerini asla bulamazlar.”
Boşluk ve yalnızlık duyguları el ele ilerler. (s. 29)

Nevrotik endişe doğanın bize çözmemiz gereken bir sorunumuz olduğunu gösterme yöntemidir. (s. 45)

Modern dönem boyunca süregelen iki temel inanıştan ilki bireysel rekabete verilen değerdir. (s. 47)

Bireyin (…) kendi çıkarları için çabalamasının artık topluma faydası olmuyor. (s. 49)

On dokuzuncu yüzyılda (…) Akıl psikolojik olarak “duygu” ve “irade” den ayrıldı. (s. 50)

Hastalığımızın kökenlerinden bir diğeri de insanoğlunun değer ve saygınlığına dair hislerimizi yitirmemizdir. (s. 56)

Mizah normalde benlik bilincini koruma işlevi görmelidir.
(Mizah) Kişinin benliği ile yüzleştiği sorunla arasına “mesafe” koymasının sağlıklı bir yöntemi, geriye çekilip soruna başka bir perspektiften bakmasının bir yoludur.

Mizah, kişinin benliğini nesnel dünyada hareket eden bir özne olarak kavramasıyla birlikte ortaya çıkar.

Toplumumuzda mizah ve gülmeye hâkim tutumlar nelerdir? Buna dair en çarpıcı gerçek, gülmenin ticari mala dönüşmesidir. (s. 60-61)

…teknik konulara dair kelime hazinemiz mükemmeldir.
…iş kişiler arası anlamlı ilişkiler kurmaya geldiğinde dilimizi kaybederiz: tökezleriz ve neredeyse yalnızca işaret diliyle anlaşabilen sağır ve dilsiz insanlar kadar soyutlanırız. (s. 63)

…dilin etkinliğinin bu şekilde yitirilmesi altüst olmuş bir tarihsel dönemin belirtisidir.

…kültürün bütünleşmeye doğru yol aldığı tarihsel evrede dilin bu birlik ve gücü yansıttığı; kültürün değişim, dağılma ve bozulma evrelerindeyse benzer şekilde dilin gücünü kaybettiği gösterilebilir. (s. 64)

Birey olarak kimlik bilincini yitiren insanların doğaya aitlik bilincini yitirme eğilimleri de vardır. (s. 67)

…büyü bozumu süreci
Descartes beden ve zihnin birbirinden ayrılması gerektiğini, fiziksel doğayla bedenin (ölçülüp tartılabilen) nesnel dünyasının insanın zihni ve “içsel” deneyimlerinin öznel dünyasından radikal bir şekilde farklı olduğunu gösterdiğinde başlamıştı. (s. 69)

Dünyamızda bir büyü bozumu yaşandı ve bunun sonucunda yalnızca doğayla değil kendimizle de bağımızı yitirdik.
İnsanlar olarak köklerimiz doğadadır. (s. 71)

Trajedi hissinin yitimi…

Bölüm 2
Bireyselliğin Yeniden Keşfi


Bireyselliğin en büyük düşmanının konformizm olduğu dünyamızda…
…öne çıkarılması gereken şey herkesin bildiği ve belli bir yere kadar birbirimiz tarafından yaratıldığımızı ifade eden gerçeğin yanı sıra kendi kendimizi deneyimleme ve yaratma becerimizle de bu sürece katkıda bulunduğumuzdur. (s. 85)

Hayatta tüm organizmaların bir tek esas amacı vardır: kendi potansiyellerini hayata geçirebilmek.
…insanoğlunun kendi doğasını gerçekleştirmedeki görevi çok daha zorludur. (s. 90)

Arzulayıp da eylemeyen hastalık üretir.
William Blake

Kendini güçsüz hisseden kimse zorbalaşır, daha da güçsüz olanlarsa kabadayılaşır.
…faşizm boş, endişeli ve çaresiz olduğundan megalomanca vaatlere sıkı sıkıya sarılan insanlarda ortaya çıkar. (s. 94)

…yitirilen değer hissini en kısa yoldan ikame etmenin yöntemi kendi kendimizi suçlamaktır. (s. 95)

Özsaygının yerini kendi kendini suçlamanın alması bireye kendi yalnızlık, değersizlik sorunlarıyla açık, dürüst bir şekilde yüzleşmekten kaçınmak için bir yöntem sunar. (s. 96)

Çoğu insan şöyle düşünür: “ellerimle ayaklarım ne hissederse hissetsin, işe gitmeliyim.” Birkaç yüzyıldır süregeldiği haliyle bedenin modern çağdaki sanayileşmeye hizmet eden cansız bir makineye indirgenmesi sonucunda insanlar bedenlerine kulak vermemekle gurur duymaktadırlar. (s. 102-103)

Modern insan bedeni üzerindeki egemenliğinden vazgeçerken aynı zamanda kişiliğinin bilinçdışı yanından da feragat etmiştir ve böylece ona yabancılaşmıştır. (s. 109)

“Daha fazla farkındalık” der Kierkegaard, “daha fazla benlik”. (s. 111)

…başarılarımızı istismar eden birine karşı kendimizi savunmamızın yollarından biri de karşınızdaki kişinin elinizden alabileceği başarıyı elde etmektir. (s. 119)

…tek yaptığı kendini idame ettirmekse eğer, yaşamak ölmenin bir çeşididir.
Simone de Beauvoir

Bölüm 3
Bütünleşmenin Hedefleri


…tutsak olduğunu fark ettiğinde içinde yükselen nefrettir. (s. 142)

Nefret yahut kırgınlık genellikle kişinin kendisini psikolojik yahut tinsel intihardan alıkoymasını sağlamasının tek yoludur.

…hükümet halkın özgürlüğünü elinden almak için yola çıktığında öncelikle içlerindeki nefreti çekip dışarıdan bir gruba yönlendirmelidir. (s. 143-144)

Özgürlük isyan değildir. İsyan özgürlüğe uzanan bir ara bölgedir. (s. 147)

Özgürlük, insanın kendi gelişiminde yol oynamasıdır. (s. 153)

Kişinin benlik bilinci arttıkça seçim yaptığı küme genişler ve özgürlüğü de aynu oranda yaşar. (s. 154)

…kişi özgür değilse bir tür otomat halini almıştır. (s. 164)

Hayranlık / hayret sinizm ve sıkıntının karşıtıdır.
“İnsanın ulaşabileceği en yüksek mertebe hayranlıktır.” der Goethe

Halkın gözünde yüceltilen çoğu yetenekli insan terapinin güvenli ortamında kendilerini üçkâğıtçı gibi hissettiklerini itiraf ederler.
…övülmek ve beğenilmek için duyulan kompulsif ihtiyaç kişinin cesaretini baltalar,
Bu durumda kişi mücadeleye kendisinin değil bir başkasının görüşü için devam eder. (s. 224)

Sevme becerisi özfarkındalığı gerektirir.
Sevmek aynı zamanda özgürlük de gerektirir. (s. 230)

Sevgiyi almak ve satmak için kullanırız. (s. 232)

Hata korkaklıktır.
Nietzsche

…gerçeği görmememizin nedeni (…) yeterince cesur olmamamızdır. (s. 235)

Her şeyi silik görüntü gibi görmemize neden olan şey benlik değildir: daha ziyade nevrotik ihtiyaçlar, baskılar ve çatışmalardır. (s. 240)

Zamanla yapıcı bir ilişki kurabilmek için öncelikle şimdiki zamanın gerçekliği içinde yaşamayı öğrenmek gerekir. (s. 253)

Çünkü gelecek şimdiki zamandan doğar. (s. 256)

Türkçeleştiren:
Kerem Işık
Okuyanus Yayınları
Mart 2013

Yorumlar

Müfîd Ne Demektir?

İfâde eden, meramı güzel anlatan. Mânalı, mânidâr. Faydalı, faydayı mucib olan. Mütâlâsından istifade olunan.