ÖNEMLİ NEDİR, NE ÖNEMLİDİR, YA DA DÜNYANIN EN ÖNEMLİ ŞEYİ - PEYAMİ SAFA GÜLAY

Bugün dünyanın nasıl bir yer olduğu meselesi sahiden tartışmaya çok açık bir mesele değil. Bizler daha iyi insanlar olabilme imkanlarına rahatlıkla sahip olduğumuz halde -yani, lüzumsuz yere- olması gerektiği kadar iyi değiliz. Dolayısıyla dünya, lüzumsuz yere, olması gerekenden daha kötü. Herhangi bir şeyin, takdir edilmiş bir şey olmak hasebiyle, olması gerekenden daha iyi ya da daha kötü olabileceğine inanmıyorum. Fakat burada bir çelişki yok: Daha iyi olabileceğimizi ve dünyada daha sahih bir duruşa sahip bulunabileceğimizi söylerken, böyle bir arzuyu hararetle taşıyabileceğimizi ve dahası taşımamız gerektiğini kastediyorum. Böyle bir arzu dünyayı (mesela, onu daha iyi bir yer yapmak anlamında) değiştirir mi? Kanaatim o yönde ki, bu sorunun cevabı bizi hiç ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren, bu arzuya sahip olmak zorunda oluşumuz. Öyle görüyorum ki, tarihin neresinde parmakla gösterip sitayişle bahsettiğimiz bir adam varsa, o, kendisini daha iyi olmak ve dünyayı daha iyi bir yer yapmak zorunda hissetmiş bir adamdır. Ve, söylemeye bile gerek yok, bunun getiri ya da götürüleriyle hiç ilgilenmemiş bir adam.

Lütfen, insanlarla biraz konuştuğumuzda, sosyal medyada birkaç dakika geçirdiğimizde nasıl profillerle karşılaştığımızı hatırlamaya çalışın. Bendeniz, bir türlü kendimi şaşırmaktan alamıyorum. Hemen herkes kendisini kaybetmiş, dönülemeyecek bir yere girmiş, hayatı kararmış, hiç kimse tarafından anlaşılmamış, insanlarla hiç aynı heyecanları taşımamış, hiçbir şey istemeyen, hiçbir şeyi kendisine layık göremeyen, kimsenin meseleleri kendisi gibi anlamayacağını düşünen, yaşadıklarını kimsenin yaşamadığını zanneden haller içerisinde tarif ediyor. Üstelik bu jenerasyon, anne babasının yaşadığı sıkıntıların belki milyonda birini yaşamamış bir jenerasyon.

Neyin önemli olduğunu tefrik etmekte güçlük yaşıyoruz. Gerçi uzun bir hikâye, fakat şu kadarını söyleyelim ki, “istediğimiz şeyler oldu mu, olmadı mı?” gibi yavan bir yazılıma programlanmış durumdayız. Bir önceki paragrafta tasvir edilen profilleri böyle finalist bir halet-i ruhiye ortaya çıkarıyor. Hiçbirimiz “istediğim şey olurken başka neler oldu, neler olmadı? Yine, istediğim şey olmadıysa, o olmazken başka neler oldu, neler olmadı?” diye sormayı aklının ucundan geçirmiyor. Bizim inancımızda kaidedir ki, insan kendisinden eksik olana bakacak, fazla olana değil. İki kolu olan bunu bir lütuf görmeli ve Allah ikisini birden vermeyebilirdi, diyebilmelidir. Fakat biz, neden üçüncü bir kolum yok, der gibiyiz.

Dünyanın en önemli şeyi, bilakaydüşart başkaları için bir şey yapan insanlardır. Bu romantik bir ifade değil, Peygamberimizin tecrübesiyle sabit bir gerçek. O cennetin kapısından bizim için dönmeyebilirdi. Ya da şöyle söyleyelim: Kaçımız dönerdik? Fakat dönmeliyiz. Dönmek zorundayız. Dertsiz, sıkıntısız bir hayat olmaz. Ama dertlerimize, sıkıntılarımıza odaklanmak bizi kıymetli olan her şeyden yalıtır. Bu felaket edebiyatı bizim harcımız değil. Bizler hiçbir zaman sonuçları hesap eden insanlar olarak tarif edilmedik, asla dünyayı kişisel dünyamızdan hareketle okumadık, okuyamayız. İnsanın ehemmiyetine işaret ederken “Kabe’yi Allah’ın kulu yaptı, fakat insanı Allah yaptı, hangisi daha kıymetli” diyen Peygamber bize bir şey söylüyor olmalı.

İnsan dünyanın en kıymetli şeyidir. Bu bir kişi olur, bin kişi olur, fark etmez. İnsanın dünyasının ölçüsü bana her zaman, etrafında bulunan hasbi insanlara nispetle tespit edilebilir bir şey olarak görünmüştür. Muhabbet etmek isteyebileceği tek bir kişiye sahip olan bir insanın başka neye ihtiyacı vardır, inanın aklıma gelmiyor. Ne yaparsam yapayım bu ifadelerin romantik ifadeler olarak anlaşılmasının önüne geçemem. Fakat eğer bu yazıyı okuyanlar arasında muhabbetin gerçek tadını almış olanlar varsa, onlar, bunların benim fikirlerimden ibaret olmadığını, bahsedilenleri ve hatta çok daha fazlasını kendi tecrübeleri içerisinde yaşamış olduklarını fark edebileceklerdir.

Meşguliyeti ne olursa olsun, insan, bu meşguliyetinde geçici olan unsurlara değil, kalıcı olacak unsurlara dikkat kesilmelidir. Kalıcı olan şey kıymettir. Dünyanın en kıymetli şeyi de insandır.

Yorumlar

Müfîd Ne Demektir?

İfâde eden, meramı güzel anlatan. Mânalı, mânidâr. Faydalı, faydayı mucib olan. Mütâlâsından istifade olunan.