HALİM TALAY - CENGİZ AYTMATOV’UN ARDINDAN

Bozkırın Bilgesi… Kadim ata yurdumuzun bağrından kopan, yürekleri heyecanla, coşkuyla yakan bir ruh portresi… Kalemi ile karakterleri yanımızdaymışçasına canlandıran söz üstadı… Bazen Gülsarı’nın gözünden geçmişi seyrederken bazen de Toprak Ana’ya içteki dertleri dökerken bulursunuz kendinizi. Satırlarda anı yaşar, bir nehir gibi akıp gidersiniz. Uçsuz bucaksız bir ummana doğru yelken açmak istersiniz.

Sözlerim belki kimileri için mübalağadan ibaret kalacaktır. Lakin candan ve gönülden Aytmatov’u okuyan bir okuyucu ona hakkını teslim edecektir. Türk dünyası adına önem arz eden böyle bir simanın, bir nebze daha iyi anlaşılması için organize edilen “Issık Göl Forumu” geçtiğimiz ay Ankara’da icra edildi. Üç farklı üniversitede, toplam altı oturum şeklinde gerçekleşen forum, dünyanın çeşitli ülke ve milletlerinden konuşmacıları bir araya getirerek bir kültür buluşmasına vesile oldu. Her sunumda Bozkırın Bilgesinin ayrı bir güzel yönüne şahit olduk. Aytmatov’un: “İnsan için en zor olan şey her gün insan kalabilmektir.” sözü yüreğimize bir mıh gibi çakıldı. Etten ve kemikten ayrı olan benliğimize işaret ediyor ve ona hakkı ile sahip çıkmanın zorluğunu haykırıyordu. Belki de modern dünyada, insanın yaşadığı kimlik, benlik ve ahlak bunalımına bir isyan bayrağı kaldırıyordu.

Aytmatov’un insaniyete ve kimliğe yüklediği anlam Gün Olur Asra Bedel eseri tahlil edince daha iyi anlaşılır. Kafaya deve derisinin sarılması ile gerçekleştirilen ve insanları akıldan eden, aslını unutturan, özel bir işkence sonucu ortaya çıkan “mankurtluk” hali bu noktada önem taşır. İnsanı “kendi” yapan kültür, gelenek, din ve ahlak gibi değerlerden uzaklaşma tavrı insanı mankurtlaştırır. Mankurtluğa karşı direnç noktasını ise bu değerlere sahip çıkmada bulur. Yıllarca komünist yönetimin zehirli oklarının hedefi haline gelen bir medeniyeti tedavi etmeye ve hasta yatağından kaldırmaya çalışmaktadır Aytmatov.

Forumun son kısmında yapılan bir değerlendirme hayli dikkat çekiciydi. Salgın nedeni ile kalabalık bir görünüm sergileyemeyişimiz için neler düşündüğümüz sual edilmişti. Evet, birkaç konuşmacı, bir avuç dinleyici ve teknik personellerden ibaretti salonumuz. Ama ilim ve irfana adanmış gönüllerin enginliği doldurmuştu her yeri. İrfan deryasına bir damla katmış olmanın lezzetini tatmış, hazzını yaşamıştık. Hz. İbrahim’e su taşıyan karınca misaliydi belki de halimiz. Gücümüz o kadarına yetmişti belki. Ama safımız belliydi. Türk irfanında Aytmatov’a açılan bir sayfaya not düşmek bizlere nasip olmuştu. Bunun haklı gurunu yaşadık.

Ata yurdun sıcaklığını, güzelliğini, acısı ve tatlısı ile yüreğimizde hissettiren Bilge insana rahmet duası ve her gün insan kalabilme temennisi ile…

Yorumlar

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır. Teşekkür ederiz.

Müfîd Ne Demektir?

İfâde eden, meramı güzel anlatan. Mânalı, mânidâr. Faydalı, faydayı mucib olan. Mütâlâsından istifade olunan.